Yıldız diye tabir ettiğimiz şey gerçekte yalnızca gök cisminden ibarettir. Bu gök cisimleri ısı, ışık ve elektromanyetik radyasyonlar yayarlar. Genelde bulunduğumuz konumlarda ışık kirliliğinin çok olması amacıyla geceleri gökyüzünde pek çok yıldız göremeyiz. Tersine ışığın nerdeyse hiç olmadığı yerlerde gökyüzüne bakıldığında binlerce yıldızı fark edebiliriz.
Yıldızlar Neden Parlar?
Geceleri izlemeye doyamadığımız yıldızların parlamasının amacı füzyon tepkimesi diye tanımladığımız hadisedır. Füzyon tepkimesi yıldızların içersindeki çekirdeklerin birbirleriyle kaynaşması neticesi meydana çıkan hadisedır. Bu tepkimeyle birlikte meydana çıkan enerji radyasyon neticesi dünyamıza yansır ve biz de yıldızların parladığını görürüz.
Yıldızlar Arası Mesafe
Gördüğümüz yıldızların hepsi dünyamızın da içersinde bulunduğu Samanyolu Galaksi’sinin içersinde bulunuyor ancak görünen yıldızların her birinin parlaklığı birbirinden değişik olmasından birini başkainden daha sönük bir şekilde görebiliyoruz. Arada sırada de 2 yıldızın birbirlerine çok yakın bulunduğunu görüp yan yana bulunduğunu zannediyoruz. Maalesef burada yanılgıya düşüyoruz zira yakın gibi gördüğümüz 2 yıldızın arasındaki uzaklık o kadar büyüktür ki birinden başkasına gitmek birtakım durumlarda haftalarca aylarca vede yıllarca vakit alır.
Yıldızlar Neden Kayar, Yıldız Kayması Dediğimiz Vaka Nedir?
Gördüğümüzde elimizi uzatıp tutmaya başladığımız yıldız kaymaları çok güzel bir görüntü meydana çıkarsa da gerçekte yıldız kayması diye bir şey yoktur. Astronominin söylemiyle bu hadise meteor düşmesi (gök taşı düşmesi) olarak kabul edilir. Bu bir tabiat vakasıdır ve yer çekimi etkisiyle kuyruklu yıldızların biz göre büyük evrene göre ufacık parçacıkları dünyamıza doğru süratle düşer. Yaptıkları sürat neticesi kopan parçalarını kısa süreliğine uzun bir şerit gibi görebiliriz. Düşen bu meteorların adedi gerektiğince çoktur üstelik bu hadise yalnızca geceleri olmaz. Sadece geceleyin daha karanlık bir bölge olmasından biz bu hali rahat bir şekilde görebiliriz. Bu tabiat vakası gündüzleri de gerçekleşebilir ama gökyüzünün mavisinden biz bu hali anlayamayabiliriz.
Meteorlar, başka adlarıyla gök taşları kuyruklu yıldızlardan kopup yer çekimiyle birlikte dünyaya düşerken gerektiğince sürat kazanır ve yanmaya başlar. Bu yanma neticesi büyük bir alanı yanarak yok olur ve yeryüzüne inemez ancak yeryüzüne inenler de olmuştur. Yeryüzüne inen meteorların büyük bir alanı deniz ve okyanus üzerilerine düşmektedir. Galiba bu hal dünyamızın %80’inin su olmasından kaynaklıdır, yeryüzüne düşen meteorların parçalarına meteorit denilmektedir. Bu meteoritlerin küçükleri de gerektiğince büyük olanları da mevcuttur. Dünyaya düşen meteorların adedi 1 saatte 5, 1 senede 200 bin adet olarak bilinmektedir.